Ermenistan’dan Türkiye’ye okumaya gelen bir kız ile bir Türk gencin aşkını anlatan “Yarım Kalan” adlı film 8 Eylül’de vizyona girdi. İstanbul’da olup da filmi ilk gününde seyretme fırsatını kaçıramazdım.
Sinemaya büyük beklentilerle gitmiştim ancak bu beklentilerimin hiçbiri ne yazık ki karşılığını bulamadı.
Sebeplerine gelince… Sanırım en önemlisi başrol oyuncusu İskui’nin aşırı başarısız oyunculuğuydu. Daha doğrusu oyunculuk namına bir şeyin kendisinde olmamasıydı. Duygusuz, ruhsuz boş bakışlar, zorla yapıldığı izlenimini veren hareketler ve mimiklerle birlikte sanki metin okuyormuş gibi yapılan suni konuşmalar… Çekimler sırasında yönetmen tatildeydi sanırım.
Bir başka sebep de aynı oyuncunun kullandığı dildi. Türkçeyi sonradan öğrenmiş bir Ermeni gibi değil de sonradan öğrenmiş bir Rus gibi konuşuyordu. Oysa ki Rusça ile Ermenice ses yapısı itibariyle birbirine benzeyen diller de değildir. Diğer yandan oyuncunun Ermenicesi de Türkçesi kadar kötüydü. Yönetmen filmi çekmeye başlamadan önce Türkiye’de en az 1-2 sene eğitim görmüş Ermenistanlı gençleri biraz dinleseydi şayet, onlardan hiçbirinin böylesi bir aksanı olmadığını görürdü. Hadi diyelim oyuncunun Türkçe aksanı böyle, Ermeniceyi neden bu kadar kötü ve suni konuşuyor? Sahi bu kızın nereli olduğunu bilen var mı? Diğer oyuncuların Ermenicesi de Ermenice kelimelerden ibaret olan fakat Ermenice olmayan bir metinden başka bir şey değildi.
Bütün film farklı yerlerden kesilmiş ve birbirine başarısızca yapıştırılmış parçalar bütününe benziyordu.
Aşırı yapmacıklığın önemli göstergelerinden birisi de Ermenileri canlandıran bütün karakterlerin haç takmasıydı. Söyleyin lütfen, Türkiye’de kaç Ermeni böyle apaçık giysilerinin üstünden haç takıp ortalarda dolaşır? Sadece Türkiye de değil, hangi ülkede olursa olsun, Ermenistan dahil, Ermenilerin yüzde kaçı acaba sürekli haç takar?
Filmin bir diğer tuhaflığı da bir çiftin aşk hikayesini anlatan filmde o aşkı hiç görememiş olmamızdı. Gençlerin nasıl aşık olduklarını, neden aşık olduklarını, onları birbirine bağlayan şeyin ne olduğunu anlayamadık. El ele yürümek ve bir kere adet yerini bulsun diye “seni seviyorum” demekle seyirci ikna olmuyor. Çiftin birbirine bakışlarında bir kere olsun aşk, sevgi göremedik. Bir kere sarılmadılar, bir kere öpüşmediler. Hadi onu geçtik, bir kere olsun sohbet etmediler. Hani nerede o aşk? O kadar olmayan bir aşktı ki bir seyirci olarak filmin sonunda birbirlerine kavuşup kavuşmayacakları umurumda değildi!
Şimdi bu kadar eleştirdikten sonra tünelin sonundaki ışığa da değinmemek olmaz.
Kopuk kopuk, kalitesiz ve çok basit de olsa, seyirciye iki halk arasındaki düşmanlığın kaldırılması gerektiğine yönelik önemli mesajların aktarılmaya çalışıldığını da kaydetmek gerekir.
Filmde Türk gencin milliyetçi ailesi üzerinden Türklerin Ermenilere karşı genel, kalıplaşmış duygu ve düşünceleri sahnelenirken, İskui’nin milliyetçi abisi üzerinden de Ermenilerin Türklere karşı kalıplaşmış duygu ve düşünceleri Türk izleyiciye tanıtılıyordu. Belki de filmin en başarılı kısmı da buydu çünkü film iki tarafın milliyetçi hassasiyetlerini yansıtırken bir tarafı diğerinden daha haklı göstermeye gayret etmiyordu.
Film Türk izleyiciye yönelik olduğundan, izleyici için yeni olan bir Ermeni milliyetçisinin duygu ve düşünce yapısıydı ve film de İskui’nin abisi Aram’a oldukça fazla zaman ayırıyordu. Aram’ın sık sık gururlu ve duygusal çıkışları Türk izleyiciye onu onaylamak değilse de anlamaya çalışması için imkan tanıyordu.
Sonunda kızın babası Hrant (canlandıran İbrahim Gündoğan) teknik açıdan felaket olarak nitelendirilebilecek bir filmin eksiklerini gidermeye gelmiş gibi çıkageldi. Bütün film esnasında onlarca kez “bu kadar da olmaz”, “pes”, “yok artık!” dedikten sonra, Hrant beni hüngür hüngür ağlattı. Hem ağlıyor hem de ağladığıma hayret ederek kahkaha atıyordum. Film son dakikasında şeref golünü atmıştı.
Özetle diyebilirim ki, iyi niyetlerine rağmen filmin sorumluları bu çok zor, çok hassas ve çok önemli konunun hakkını yakışır şekilde verememişler. Amma velâkin filmin devamını da görmeyi isterim. Çünkü hali hazırda “Yarım Kalan” filmi yarım kalan bir sona sahip.